Sulu,Puslu,Buğulu sabahların gecelerinden birinde düştün aklıma.

Naif ve inceciktin.

Kendine ait nice rüyanın yanından geçip benimkilere girmek için bekledin.

Çok üşümüştüm el sıkıştığımız günden önce.Nice kar,çokca yağmur yağmış,kırağı çalmıştı derinime.

Korktuk,ürktük önceleri.Bilemedik şiddetini rüzgarın.Sonra elimi bırakma/bırakmadın yürürken.Takıldık,düştük,tökezledik yolu şaşırdık bazen.Sonra en derin,en çaresiz ,en geçmeyecek acımın ortasında kaldın.

Oysa sen de gökkuşağının bir parçasıydın.Koşmalı,oynamalı,sarıp sarmalanmalıydın.En çok sen hak ediyorsun pembeleri.

üzümlerin en olgun,denizlerin en mavisini…

Ben unutuyor gibi oluyorum nereden uçtuğumu,evet unutuyorum sanki hangi kanadımı önce açtığımı.

Zaten biri ince biri kırık.Yamaları tutmaz bu kanatların yolda bırakır beni.

işte bu yüzden elma yüzlüm.Sen benim kanatlarımsın…iyi ki varımsın…


Yorum bırakın